19 Eylül 2007 Çarşamba

zıbartmak

çocukluğumun vazgeçilmezlerinden biri de mahalle maçlarıydı. her gün it gibi top oynar kızarır kızarır gelirdik evimize. üzerimizde melankolik bir hava olurdu, ama biz salaktık melankolinin anlamını bilmiyoduk. zaten o yüzden kız tavlayamadık hiç.
top peşinde koştuk salak gibi.
şimdi düşünüyom da, amına koyim ne malmışız lan!

neyse efem, bu mahalle maçlarımızın bissürü kendine has repliği vardı ama ben aralarından en çok zıbartmayı seviyorum. o zaman sevmezdim, maldım çünkü kelimenin ne kadar komik olduğunu anlayamadıydım. şidmi anlıyom da noluyo? s şeklinde çıkıyo bokum. ayrıca "anne bitti demiyorum" tabi hoş bişey bu.

her neyse lan, konuyu dağıtmayam. bu zıbartmak çok yakına kurulmuş barajı tehdit etmek amacıyla sert şut çekebilen biri tarafından sık telaffuz edilirdi. baraj mesafesi default üç adımdı, eğer barajı kuran salak üç adımı küçücük adımlarla tamamlamaya çalışırsa şut çekiveren ; önce üç adım sayar(tabi bunu büyük adımlala yapar)ve ahanda buraya kuracanız lan barajı derdi. onlar da ona babayın yanında da mı böyle yürüyon lan yada babanın tarlasımı lan bura hiç olmadı ali sami yen mi la bura şeklinde yanıt verir sindirmeye çalışırlardı. işte dananın kuyruğu orda kopardı: şut çeken (bizimkinin adı doğandı, lan ne kdar gereksiz bir ayrıntı olduğunu bile bile bunu bana hatırlatan kafamı ne yapayım?) "geri gidin la zıbartırım bak" der olayı koparır, deyim yerindeyse amına kordu. beyim yerinde olduğu zaman da götüne koyuyodu tabi.

bir de son olarak söyleyim, bizim doğan kelime esprisini pek severdi. di mi lan şerefsiz, sen de söylesene lan.

Hiç yorum yok: